Yüksek Lisans Tezine Başlangıç

Önceki yazımda belirttiğim gibi ben İTÜ'lü olmuştum. İTÜ diğer okullara göre yani en azından Marmara'ya göre daha ağır bir okul. Ödevler ve gerçekten uğraşman gereken, zeka, araştırman gerektiren ödevler... Ben ders alma durumundaki bir yılı daha sonra anlatmayı düşünüyorum. Bu yazım genel bir yazı olacak, ders bir şekilde geçiliyor. Bence en önemlisi neredeyse tek başına kaldığınız tez aşaması. Dersleri verdikten sonra belli bir ortalamayı  (bizde 3.00'dı) geçerseniz tez yazmaya başlayabilirsiniz. İsterseniz teze daha önceden de başlayabilirsiniz. Ama İTÜ'de bunun için pek vakit kalmıyor. Çünkü dersler zaten yeterince ağır.

İTÜ'de bizim yüksek lisans sınıfı çok karışık bir grup olduğundan (tekstil mühendisi, matematik öğretmenliği, iktisat, turizm işletmeciliği gibi) bir oryantasyondan geçmiştik. İktisat, matematik gibi dersleri aldığımız bir oryantasyondu. Her hoca orada kendi dersinden de bahsetmişti. Ben Yücel Candemir'in "Ulaştırma Ekonomisi" dersini anlatmasından çok etkilenmiştim. Hem o kadar da ulaşım beni zorluyorken, aklımda sürekli Worms'daki gibi ışınlanma yapılır mı diye düşünürken; Yücel Hoca da ulaştırmayı anlatınca; ulaştırma çalışmaya karar verdim. Bir hocaya o zamanlar bunu söylediğimde daha ders bile almadın, aklında çok şey değişir dedi, ben evet olabilir desem de. İçimden kesinlikle ulaştırma çalışacağım diyordum. Huyum böyleydi. Bir şeye inat ettiysem onu hiç bırakmazdım. Nitekim de öyle oldu. Ben ulaştırma çalıştım. 

Oryantasyonda geçen yıllardan mezun olan arkadaşlar da vardı. Onlar da tez konusu için gazeteleri, gündemi takip etmemizi, sevdiğimiz derslerden, makalelerden konu bulabileceğimizi söylemişlerdi. Benim konu bulmam çok kolay oldu.





Tez danışmanımı seçmem de konuyu seçmem de bir anda oldu. Çünkü bir kişilik yapısı olarak biraz atik ve heyecanlı bir insanım. O yüzden her şey hemen olsun istiyorum. Tez danışmanımı birinci dönemden bitmeden hemen seçtim. Bu bazılarına göre çok erkendi. 

Bir öğlen dersine geldiğim gün dedim ben bugün konuşacağım. Aslında biraz kafamda kurmuştum; Ümit hocayla çalışacağım diye. Ama nedense söylemeye hep çekinmiştim. Sonra dedim ya bugün, ya bir daha asla. Çıktım altı kat, Ümit hocaya dedim, ben sizinle ulaştırma çalışmak istiyorum, danışmanım olur musunuz? Hoca evet dedi, ulaştırma çalışırız dedi. Ben kabul edeceğini hiç düşünmemiştim. Aslında o kadar kat çıkarken elbet kabul alma umudu vardı, ama bir anda kabul edeceğini hiç düşünmediğimden çok şaşırdım. Sonra biraz konuştuk.

Bazıları Ümit hoca disiplinli olduğundan onunla çalışma isteğimi delilik olarak yorumladılar. Ben de disiplini olduğumdan ve işleri bırakan insandan nefret ettiğimden, çok doğru bir karar aldığımı hem tez boyunca, hem tezden sonra çok iyi anladım. Ki o kadar mantıklı bir karar vermişim ki; Ümit hoca'yı tanıma fırsatı buldum.

Benden tez yazacaklara, konu arayanlara ufak bir tavsiye sizi heyecanlandıran konu hakkında yazın. Yok herkes onu yazıyor diye basit bir konuyu seçmeyin. Herkese göre basit olan size göre çok sıkıcı olabilir. Bizde ulaştırma çalışan yoktu. Ama benim kadar kimseyi de heyecanlandırmadı bu konuyu. Unutmayın, danışmanınız olsa dahi tezi yazarken teksiniz. Kimse size çok fazla yardım etmeyecek ve konuyu en çok kendiniz iyi bileceksiniz. Tez yazmak, bir şeyler üretmek çok heyecanlı, bu yüzden en çok heyecanlandığınız konuyu seçin...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Depresyona neden girilir? Depresyondan nasıl çıkılır?

Sınırların ötesinde saçmalamak

İstanbul Teknik Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Yüksek Lisansı Hakkında Birkaç Not