Papatyalara bahar gelmiş.
İnsanların isimlerini unutuyorum. Yaşlandığımdan ya da hafıza kaybı yaşadığımdan değil. Yüzler, telefon numaraları, ne yaşadığımız, nerede karşılaştığımız, hangi yüz ifadesiyle konuştuğumuz, tartıştığımız, ya da güldüğümüzle ilgili her detay aklımda, ama isimler yok. Her gün bir sürü insanla konuşup bir sürü insana gülümseyip bir sürü manyağın neden manyak olduğunu düşünüp duruyorum. Ama isimlerini duyduğum an unutuyorum. Bu iş beni böyle yaptı. Artık isim hafızam yok. Kimi vakit de günleri unutuyorum. Her gün bilgisayarıma bakıp bugün cuma, bugün çarşamba diye teyit ediyorum kendimi, ardından telefonumun takvimine bakıyorum. Bugün sevdiğim birinin doğumgünü var mı ya da doktor muayenem ya da bir düğün. İşimiz basit. Çalışıyorsan ve çalışmak istiyorsan ya da bir şekilde işini yaptırmak istiyorsan; yüzün sabit bir yalancı gülümsemede asılı, konuşman belli bir kıvamda akıcı ve yüksek tonda kalacak. Yoksa çalışmak her geçen gün daha zor. İş için yalan söylemek, iş için koşturmak, iş için