Benim İnsanım
Sarı. Behzatla ilk tanıştığımız gün gibi. Pencereden baktığımda sapsarı dışarısı. Alışmalıyım. Önce düşünmemeliyim. Eskiyi düşündüğünde daha zor oluyor unutmak. Ben unutmaya çalıştıkça önüme fotoğraflar, sesler, kokular, gülümsemeler düşüyor. Ne kadar zamandır eskisi gibi bakmıyor gözlerin Behzat? Uzun zamandır tartışıyoruz, neden iki dakika sonra telefonu açtın, neden gereksiz bir şeyi unuttun veya niye annemi aramadın diye. Birbirimize bağırıyoruz, sonra hep ben ağlıyorum ve sen özür diliyorsun. Hep böyle oldu Behzat. Üniversitede tanıştığımızdan beri. Hep ben ağladım ve sen özür diledin. Ben gittim, sen geldin. Alışamıyorum bu sefer. Altı ay önce. Buzgibibirkışgünü. Ben yine nezle olmuşum, sesim kısık, bir arkadaş yemeği, Behzat’ın işyerinden biri ayrılıyormuş. Herkesi az çok tanıyorum. Altı yıl olmuş evleneli Behzatla. Behzat benim insanım. Biri var yemekte, tanımadığım, tanışıyoruz, ama ismini hatırlamıyorum, hoşlanmadığım bir insanı hatırlamıyor hafızam. Ama o ısrarla adımla se