Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Düşlerin Ardından Gerçeğe Doğru

bir hayalin ardında kaldık hepimiz, uyandığımızda tüm duvarlar yıkılmıştı. Yedi tepesi artık görünmez olmuş İstanbul; her sabah yeniden insanlara uyanır. İstanbul dediğin derdi dermanı dinlemez, hız bilir, tuzak bilir. Sokaklarında vurdusu kırdısı, kirlisi düşmanı; çeşit çeşit insanı, tozu toprağı, yerlisi, gideni, geleni eksik olmaz. Gün doğmadan uyanır İstanbul. Gün doğmadan deniz, martı, ses, duman uyanır. Sabahları işe yetişmeye çalışan adımlar, yanlarında kepenk seslerini duyarlar. Sonra tramvay, otobüs, tren, vapur ve her şey bu seslere yetişir. Gün başlar İstanbul`da. Aslında hiç bitmez ya gün. İstiklal`den aşağı doğru inerken renklerine takılırsın caddenin. Solunda bilmem kimi bekleyen insan topluluğu, kimi zaman eylemlerde vücut bulmuş birtakım insanlar-sürekli yetişmeye, kaçmaya alışmış-. Adımların yavaş ise, birden hızlanır burada. Sen farkına varmazsın bile; dükkanlar haber verir, ne kadar ileride olduğunu. Sesler gittikçe büyür. Çay-şeker-simit sefası başlamıştır