Akasya Kokulu Sabahlar. Bugun Doğumgünüm Benim biliyor musunuz?:)


Artık dondurma yiyebildiğimi söyleyerek başlayayım söze. Bu aralar hayatımdaki en önemli şey dondurma, feci halde dondurmaya takmış durumdayım. Bugünün diğerlerinden ayrı olmayacağını yazmıştım bundan bir ay önce falan. Gerçi orada dogum günümü 15 gun sonra falan hesaplamışım. Her neyse bugün doğum günüm. Diğer doğumgünlerimden pek bir farki olmayacaktı bugün biliyorum. Sırf birileri geceden arar diye dün 2 de yattım, ancak beş kisi kutladı doğum günümü geceleyin. Alev bir koro hazırlamış resmen doğum günüm için çok güzeldi. ilk kutlayan da o oldu doğum günümü. Dün bir çocuk gibi, evet bir çocuk gibi, bilgisayarda bir şarkıyı dinlerken ağlamaya başladım. Tüm doğum günlerimde ölümü düşünürüm ben. Ölme isteği ya da ölüm korkusu değil, birilerinden ayrılma, birilerinin beni bırakma korkusu benimki. Alışkanlık kötü şey, belki de iyi bilmiyorum. Ağladım evet. O an masa, önümde öylece sabit dururken bir şey fark ettim. Ölümle yaşam arasında hiçbir şey yok. Çizgi falan dedikleri de öyle kalın değil, her an bir tarafında olabiliyor bence insan. Masanin diger tarafi olumdu sanki, bir anda o tarafta olabiliyordu insan. Birden tum intiharlari anlamaya basladim. Cok tuhafti, cok garip bir noktaydi, insan birden diger tarafa gecebiliyordu, zor degildi. Zor olan yasamak da degildi aslinda, yasam o kadar basit kaliyordu ki olumun yaninda, insanlarin olum tarihleri kaliyordu akilda, onca sene ne yasadigi, ne de dogdugu zaman. Dogan bir insan bir sekilde yasiyordu, onemli olan olumdu. Dogumgunumde bunlari dusunecek kadar dengesiz bir yapim var evet, insanlar anlamakta gucluk cekiyorlar beni. Ben de gucluk cekiyorum, bazen anlayamiyorum kendimi. Ama bildigim bir sey var, yasama daha yakinim ben tum bu karamsarligimin icinde. Yasam basit oldukca basit, bu bakimdan olum hep siyahla adlandirilir. Siyah ne renk olursa olsun tum renkleri ezebilecek guctedir cunku.



Bugun yine gec kalkmayi basarabildim. Su dunyada alisamadigim tek sey erken uyanmak. Herhangi bir saatte uyuyabilirim ancak, erken uyanmayi hic kaldiramiyorum. Sabah da telefonumu mesaj attigimda yine cok sevdigim bes arkadasimin mesajini gordum, sevindim. Goz doktoruna gittim ayrica, gozumde de alerji varmis, sanirim vucudumun tumden her seye alerjisi var. (Vucudumu da sanki baskasiymis gibi anlattim burada.) Aksama kadar da bir suru mesaj atti sevdiklerim, beni sevenler. Dukkanda da sag olsunlar kutladilar dogumgunumu. Ancak eksik bir sey vardi, birileri eksikti, kutlamayi unutmus olamazlardi onlar. Nefes alirken bile icimde tutarak aglamami dolandim durdum gun boyunca. Bir ara kapinin onunde durmus, babama bir sey soyleyecektim, sag tarafimdaydi babam, oylece bakiyordum. Neye baktigim yahut neyi dusundugumu hatirlamiyorum onemi de yok aslinda. O anda bir seyler kotuydu en azindan onu biliyorum. Bir ses geldi sag tarafimdan, musteri sandim tabii. Ancak gelin gorun ki, Burcak, Derya ve Deniz karsimda. Sanirim dunyada en cok sasirdigim zamanlardan biri oldu. Tepkilerimi kontrol edememisimdir hicbir zaman, bu bakimdan ne kadar sevindigimi belli edemedim. Aslinda sevinmekten ote, sanirim sasirmak ve ucmak arasinda bir yerde kaldim. Sonra bize geldiler, cokca konustuk. İnsanin orada bir yerde, surekli yaninda olmasa da, cok konusmasa da, cok gormese de, ayni yemekten yemese de, her saat arayabilecegi yahut kufrettiginde alinmayacagi, ona trip atmayacagi bir arkadasi olmasi ne guzel. Gercekten guzel insanin olumle yasam arasinda oyle sallanirken, sorunlari bile varken, arkadaslariyla dondurma yiyebilmesi. Benim icin daha otesi yoktur zaten. Muhtemelen daha otesi bana alerji yapar, bunyeme zarar verir. Bunlari yazarken simdi yine olumu dusundum, sahiden olum anlamli bir sey. Beni korkutan tek sey sevdiklerimin olmesi aslinda. Orada binlerce kez yaptigimiz gibi ayni fotografta guluyoruz. Hayat yahu bazen o kadar o kadar cok sasirtiyorsun ki beni, kalpten gidecegimi dusunuyorum bir gun. Tesaduf diye bir sey yok sahiden, biz seciyoruz onu kendimizce, ayrica bir fotograf var onumde, bes yasinda falanim sanirim o fotografta, dislerim eksik agzimda, ancak suratimdaki ifade degismemis. Yillar boyunca cok degistim, tum huylarim, suratim, saclarim falan cok degisti, ama bes yasindaki fotografimdaki ifadem hic eskimemis. Sanki dusunuyorum da bazen, tum senelerin ardindan, ben oradaki kucuk pinar iken birden buyuk olmusum ya da boyle degil, bilmiyorum. Bildigim tek sey var, o da bugunun diger dogum gunlerimden farkli oldugu, bazen bana farkli diyorlar insanlar gulup geciyorum. Simdi hem aglamak hem de gulmek istiyorum. Cok garip, tesaduflere yer birakmadan biraz daha dondurma yemeli, biraz bogazim agriyor, ama deger, dondurma ki en guzel seyi dunyanin, sevdiklerimden sonra.



Not: simdi bir komiklik yaparak dogum gunumu kutlayan insanlara tesekkur etmek istiyorum.:)


Pek sevgili guzel insanlarim:



Alev (dogum gunumu bir koro ile kutlayarak epey sasirtti beni)

Muge

Ozlem (kendisi yeni tanidigim halde cok ozel ve guzel bir insan oldugunu bir kez daha kanitladi.

Ceren (sasirtan bir diger insandir, malum uzundur konusmuyorduk.)

Bariscan

Birdal (uyazli insanJ:)

Burak (unutmayacagini bildigim guzel insan.:))

Semih (dun uyuya kaldigi icin kendisini cok kiniyorumJ)

Asiye

Onkok (pinar basi burma burma`yi hatirlatip epey guldurdu beni yine.

Merve (copadamin canim benim o da unutmadi.)

Aysem (abd donusu daha hos geldin diye bile diyememisken ona, ozledim kizJ)

Salis (pek tabii manevi degercim, unutacak en son insanlardan biridir zaten.:)

Pinar (pinarim adasim, canimJ)

Raif ( unuttu sanmistim, unutmamis, guzel insan..:))

Derya, Burcak ve Deniz ( tum dogum gunlerimi digerinden ayiran bir gune imza attilar, ozel degiller onlar, simdi gittiler mesela, ama bir seyler burada onlardan, anlatamadim sanirim, anlatamam da.


Son olarak da... Sevgili Ozgur arkadasim marstigim cagri atip durdu, sanirim dogum gunumu kutladi ve Mehlika su an okuyorsun biliyorum, su an nerede oldugunu bilmiyorum, sanirim hastaymissin, gecmis olsun. Dogum gunumu hatirlamadigini dusunmuyorum tabii (yoksa dusundum mu:) her neyse simdilik guzel insanlar iyi geceler, biraz daha durup da uyumazsam yarin dukkanda uyuyakalacagim. Dunya bazen guzel olman beni sevindiriyor, hep guzel ol olur mu?



Uzay sistem merkezi Pinar yazdi, dipdip, hatalar bir ara duzeltilecek tarafimdan, saygilar efenim. Kendime bir sarki hediye ettim, dogum gunu hediyesi: akasya kokulu sabahlar –yeni turku. Dur ya bir tane daha olsun damien rice-9 crimes. Simdilik iyi geceler. İyi anlar ve tebessumler.:)

Yorumlar

  1. Hastaymıymışım? Evet ölmüş olabilirim bile...
    Aslında gelecek zamanı ayarlayıp bir ekart hazırlamıştım da göndermiştim vakti zamanında, teknolojizede mi oldum yoksa? İstanbul dışında olduğumu söylüyorum ama hiç kimse beni takmıyor "myra kayıp" modu...
    Kuzen sağolsun, nete bağlandım ve de seni ziyaret edip ne kadar triplendiğimi öğreniyim dedim; iyi haşlamışsın afiyet olsun...
    Doğum günleri belli günlerdir, belli günleri herkes hatırlar; önemli olan dostların arada sıkışıp kalan vasıfsız günlerine anlam yükletebilmektir. (şu an sırıtıyor muyum? evet :D )

    arada sıkışıp kalmış vasıfsız bir günde görüşmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. ah efendim, mehlika hanim (bunu gicik ol diye bilerek) dogumgunleri ozel gunlerdir evet cok takmamak lazim belki. Gecmis olsun tabii, ben de usuyorum mesela, yorumunu okuyali cok oldugu halde simdi bunu yaziyorum, nedendir zamana inanmam, fark eder mi ki hem, dimi optum canim:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Depresyona neden girilir? Depresyondan nasıl çıkılır?

Sınırların ötesinde saçmalamak

İstanbul Teknik Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Yüksek Lisansı Hakkında Birkaç Not