Upsoro ya da Tersi

Orospu yahut upsoro… Hissettiklerini en iyi şekilde anlatabileceğinden mi yoksa daha fazla konuşmak istemediğinden midir nedir, o anda dudaklarından bu kelime dökülmüştü. Anlamlı; fakat diğer insanların anlam veremeyeceği surat ifadesiyle, içinden mide bulandıran bir şeyi atar gibi çıkmıştı ağzından “Orospu!”. Küfür etmeye alışık olmayan insanların ağzından bütün küfürler komik bir edayla çıkardı oysa. Ayıp kaçardı diğer insanların gözünde küfretmek. Oysa ayaklarının üzerinde dimdik durmuş, sinirli, gözleri yeni uykudan uyanmış gibi yarı açık bir ifadeyle ikinci kez söylemişti:”Upsoro!”. Bir şeyleri tersinden söylerse belki cezası yarıya iner diye değil, sadece daha ağır bir iz bırakmak istiyordu sözcükleriyle.

Aldatmak… Bir insan neden aldatır ki bir zamanlar çok sevdiği birini yahut hala ayrılamadığı eşini? Nasıl bir açıklamayla aldatan bütün suçu üstünden atabilir ki? Aşık olmak… Aşk diyor aldatanlar. Birini görüp vuruluyorsun, işte ruh ikizim bu diyorsun. Şansın da varsa karşındaki de sana aşık oluyor, en azından sen onun sana aşık olduğunu zannediyorsun, senle beraber olduğu için. İlla ki aşk mı gerekli bir ilişki için, hayır daha önemli(!) şeyler var hayatta efendim:

1-Para,
2-Çıkar,
3-Herkese göre değişen kişisel bir neden.

Belki uzun zamandan beri aynı yatağa yastığını koyduğun ya da dondurmanı beraber yediğin insanı unutarak yeni denizlere yelken açarsın. Yeni insanlar tanımak güzeldir değil mi? Başkasına aşık olursun, ne de olsa hiçbir korkun yok, yedekte bekleyenin var sonuçta. O gitti mi yedeği sokacaksın ne de olsa oyuna. Aşık olmak hayvansal bir içgüdüden ibaret sanırım. Birine aşık oluyorsan eğer, nedeni hiçbir şeydir zaten. Garip bir his bu aşık olmak. Biriyle ilişkisi varken insanın, başkasına aşık olabilir mi o kişi bilmiyorum. Benim için biraz da mantık işi aşık olmak. En azından sadece his değil. Biri varken yanımda başkalarına bakmamak, sadık olmak gibi bir şey. Olur da aşık olursam, çünkü aşk garip bir şaka aslında insanın başına aniden gelen, çekip gitmesini de bilirim. Bu yüzden anlayamıyorum iki kişiyle (en iyimser sayı olarak) birden ilişkisi olan insanları. Anlamak da istemiyorum doğrusu.

Al-dat-mak… İpin üzerindeki cambazlık oyunudur ilişki, biraz daha güven verdikçe insanlar birbirine ip kalınlaşır. Ancak her ipi kesmek için bir makas bulunur. Güven nedir ki? Yahut insan neden güvenmek diye bir şeyden bahsedip durur? İlişkiler güvene dayalıdır çünkü. Biriyle ilişkin varken, başka biriyle olmak, aldatmaktan da ötedir bence. Sonuçta aldatmak kelimesi basit kalıyor anlatmaya bu durumu. Kendisinde de bir sorun vardır aldatanın bence. Bir insan neden aldatır ki? Aldatılan insan çok mu saf yahut aldatan çok mu zeki?
Dünya garip bir denge üzerinde kuruludur. Dengenin illa ki dümdüz olmak gibi bir amacı yok zaten. Aşık olmak da bir dengesizlik dengesi durumu olduğundan olsa gerek insanın kafasını karıştırır. Ancak nedendir hiç anlamam kimse aldattıktan sonra çekip gitmeye cesaret edemez. Tek kişi yetmez çift kişilikli ruhlarına. Birini birine tercih edemez. Ne oldu efendim? Kararsız mı kaldınız?

Aldatmıştı onu –kaç gece beraber güldüğü,aynı yatakta uykusuz kaldığı, yan yana sessizce yürüdüğü, bütün herkes uyumuşken beraber şarkı söylediği insanı-. Aldatılmıştı. İçinde bir sürü duygu boğulup gidiyordu. Ağlayamayacak kadar çok sinirliydi. “Neden?”diye soruyordu kendine. Gözlerinde donuk bir ifadeyle baktı karşısındakine, yüzünde ne tebessüm ne de hüzün vardı, hiçbir his yok gibiydi. Uzunca baktı gözlerinin içine. "Keşke küfretse, bağırsa çağırsa.” dedi içinden aldatan. Hiçbir şey demedi aldatılan, arkasını dönüp yürüdü sessizce.


12/3/2007

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Depresyona neden girilir? Depresyondan nasıl çıkılır?

Sınırların ötesinde saçmalamak

İstanbul Teknik Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Yüksek Lisansı Hakkında Birkaç Not