Değişen ya değişmeye çalışan Pınar

“Aman aman halim yaman
Ama çekemem artık seni
Yeter be aman
Kendim ettim kendim buldum
Burama geldi of yeter be aman”
Dörde kadar saydığım bir yazım vardı eskiden. “Art arda dört kere burnunu çekince insanlar nezle olduğuna inanıyorlar.” Diye başlayan. Sanırım hep sayıyorum. Balede balerinleri, sırada önümdeki insanları, gösteride çocukları, kalemlikte kalemleri, günlerim saymayla geçiyor. Sabrımı da saydığım bu günlerde içimden -
birmilyondokuzyüzseksenaltıbinüçyüzellidörde- kadar saydım. Ve bir zamanlar Çelik’i tüketen her neyse benim de benzer şekilde sabrımı tüketti. Şimdi tam burada değiştim diyemem. Ama artık bazı şeylerin sonu geldi, beklemelerin, ısrarların, anlamsız vefakarlıkların ve beklentisizliğin. Çok uzak mesafelerden anlayan insanları, sadece bir telefonun arkasında sesindeki huzursuzluğu duyanların yanında, yüzünü görüp de “Nasılsın?” bile demeyenlerle arama uzun bir çizgi çizmek istiyorum. Hatta çiziyorum. Ben değil miydim, Age of Empires’de alanımı korumak için çitler ören. Bu defa sıra kendimde. Kendi çitlerimi yükseltip alanımı koruyorum. Belki böylesi daha yalnız; ama daha huzurlu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Depresyona neden girilir? Depresyondan nasıl çıkılır?

Sınırların ötesinde saçmalamak

İstanbul Teknik Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Yüksek Lisansı Hakkında Birkaç Not