ÇKL'li olmak.


19 mayıs'ta mezun olduğum lisenin pilav günü vardı. Bir iki yıl öncesine kadar geleneksel olup sonra bir süre yapılmayan, bu sene yeniden yapılmaya başlayan pilav günü. Liseye gitmeyeli uzun zaman oldu. Malum okul liseden anadolu lisesi haline getirilince bizim dönemden kalan bir tek idare oldu. Bu gibi sebepler ve zamansızlık uzun zaman koydu araya.
Ama uzun zaman sonra okulu görmek güzel oldu. Her ilkbaharda olduğu gibi bu yıl da sarmış sarmaşıklar binayı. Okula adım attığımda nedense hiç mezun olmamışım gibi geliyor. Bir zamanlar herhangi bir merdiveninde koştuğumu, çardağında oturduğumu, sıralarını eskittiğimi unutamıyorum. Okul aynı bize göre yani. Yine küçük. Yine bizden. Her ne kadar artık çoğu hocamız gitse de.


Okula ilk geldiğim günü, ismimi listede görüp de burayı istemediğimi ama ilk gün kayıt yaptırdığımı dün gibi hatırlıyorum. Bazı şeyler şans. Belki o gün o tercihi yapmış olmasaydım; hayatıma giren onlarca güzel insanı hiçbir zaman tanıyamayacak, çok güzel bir lise dönemi geçiremeyecektim. Tesadüf mü, kader mi bilinmez. Belki de bunların hepsi aynı kapıdan geçer.
Çemberlitaş büyük bir okul değildi. Ama nedense gözümde hep büyük kaldı. Isınmayan sınıflarında bile üşümedim çoğu kez. Biz bilmiyorum, bir şekilde şanslıydık. Hayatım boyunca tanıyabileceğim tüm güzel insanları aynı anda tanıdım, aynı zamanda büyüdük onlarla. Kimi zaman bir şiir dinletisinde, bir tiyatroda, bir maçta, bir konferansta aldık soluğu. Bilmiyorum nereden geliyordu bu enerji. Şimdi tekini yapmaya bile yetmiyor gücüm. Gerçekten gülebilmenin, koşmanın, dans etmenin, susmanın adresiydi ÇKL. Hatta hala öyle. Bir pilav gününde mezun olduktan dört yıl sonra çok daha iyi anlıyor insan.


Güzeldi ÇKL. Tüm insanlarıyla, gitmeleriyle, kalmalarıyla. Şimdi yıllığa bakıyorum. Zaman geçmiş. Biz 2005'te mezun olduk. Yıl 2009. Değişen ne? Sadece zaman. Biz birbirimizi gördüğümüzde hala gülebiliyor, hala hiç durmamışız gibi konuşabiliyoruz. Yine aynı kareye sığabiliyoruz anlayacağınız. Ve her gittiğimizde ÇKL'ye; sanki hiç gitmemişiz gibi hissediyoruz. Pilav gününde bir hocanın dediği gibi 'Hadi zil çaldı derse giriyoruz.'

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Depresyona neden girilir? Depresyondan nasıl çıkılır?

Sınırların ötesinde saçmalamak

İstanbul Teknik Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Yüksek Lisansı Hakkında Birkaç Not