"Bu yazıya başlarken psikolog veya psikiyatrist olmadığımı özellikle belirtirim. Yazı sadece ve sadece kendi deneyimlerle yazılmıştır. Benim yazdıklarım Nasrettin hoca misali. Damdan düşene en çok damdan düşen biri yardımcı olabilir bence." Sebebi şu anda önemli değil, ben 2013 Mart ayında depresyona girdim. Sanırım mart ayıydı, çünkü depresyon çok ilginç bir şey. Bir şeylerin garip gittiğinin farkındasın ama grip gibi şu tarihte oldum diyemiyorsun. Çünkü bir süre sanırım bir ay kabullenmemekle geçiyor. Her şeyin düzeleceğine inanıyorsun. Ama düzelmiyor emin ol. Hayatımda bu dönemde ölüm ya da sağlıkla ilgili bir problemim olmadı. Sadece psikolojik başka nedenlerim vardı, ama bu nedenlerin bile tam olarak depresyona sebep olduğunu söyleyemem. Sadece bu sebepler ek olarak tetikleyici oldu. Ben şimdi aşama aşama girdiğim depresyonumu anlatacağım sizlere. Depresyona girenlere faydam dokunacağını düşünüyorum. Bu yazıyı yazmamın yegâne sebebi bu
Çok saçma olabilir belki. Gecenin bu saatinde yazasım geldi. Az evvel biten gün İstanbul`un fethedildiği gündür (takvimlerin yanılma payını saymazsak) İstanbul`un fethi; kurtuluş tarihinden daha iyi bilinir. Nedense İstanbul`un Kurtuluş tarihi -6 Ekim 1923- genelde pek bilinmez. Ben İstanbul`u gerçekten sevdiğimi; Aksaray-Taksim yolu üzerinden geçerken anlıyorum. Solumda deniz, şehir kaldığında daha bir seviyorum burayı. Ancak ne zaman otobüs yarım saat geç kalıyor, ne zaman insanlarından yoruluyor ve sinirleniyorum; o zaman nefret ediyorum İstanbul`dan. Bugün de bir on beş dakika bekledim otobüsü; neyse ki çift katlı otobüs geldi de mutlu oldum. Nedense ne zaman çift katlı otobüs gelse -kaç kere bindiğim halde- her seferinde mutlu oluyorum. Küçükken legolardan çift katlı otobüs yaptığımdan olabilir. Fikrimi çaldılar; yoksa ben çoktan zengin olacak ve bu berbat üniversitede okumayacaktim. Banane iktisadin yalanlarından ve varsayımlarindan diyebilecektim misal. Şimdi bir de otobüslerin
Lisans bittikten sonra yarı bilinçli-yarı bilinçsiz olarak yüksek lisans yapmaya karar verdim. Başvurular final zamanına denk geldiği için benim için aslında zor oldu. Marmara Üniversitesi Haziran'da kapanıyordu o dönem, diğer okullar çoktan kapanmıştı. Ben yüksek lisans için üç üniversiteye başvurdum: 1- Marmara Üniversitesi- Uluslarasası İktisat 2- İstanbul Teknik Üniversitesi - İktisat 3- Bilgi Üniversitesi - Uluslararası Ekonomi Politik O dönem en çok istediğim liseden beri istediğim okul İTÜ ile kampüsüyle beni etkileyen Bilgi Üniversitesi'ydi. Marmara'dan nefret ettiğim için orayı istemiyordum, ama yine de hiçbiri olmazsa diye başvurmuştum. Sırasıyla başvuru sürecini, mülakatları ve sonuçları anlatacağım. Başvuru : 1-Marmara Üniversitesi -Uluslararası İktisat : Zaten başvuru yeri sınıfımın dibinde olduğu ve neredeyse Ales puanı ve kimlik hariç hiçbir evrak istemediklerinden (Marmara o dönem referans mektubu istemiyordu) en kolay buraya ba
Yorumlar
Yorum Gönder