Kayıtlar

Nisan, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kek yaptım!

Resim
Bir kek yaptım ve hayatım değişti demeyeceğim. Zira karakter olarak köklü değişimlere alışkın biri değilim. Saçımı dokuz senedir kestirmediğimi söylersem buna bir açıklama olur sanırım. Lisedeki edebiyat öğretmenimiz dersin birinde on yıl sonra kendinizi nasıl görmek istiyorsunuz diye bir ödev vermiş. Vermiş diyorum çünkü her nedense o gün okula gitmediğim için bu ödevden habersizdim; ta ki sınıfa gelip de çok yüksek sorumluluk duygusuna (!) sahip arkadaşlarımın ödevi bana söylemediğini öğrenene kadar. Bunun konumuzla ne alakası var demeyin. Ben o dönem boyunca bir gün okula gelmemiştim ve o da bu ödeve denk gelmişti. Diğer arkadaşlarım yıllar sonra yazdıklarına baktıklarını söylerken benim böyle bir yazım olmaması çok acıydı. Öğretmenle aramın iyi olmasından sanırım ödev için bir kez daha sorumluluğa tabi olmadığım için böyle bir yazıyı daha sonradan da yazmamıştım. Çünkü zor işti, böyle bir şeyi yazmak ki kendin hakkında yazıyorsun en zoru da bu. Yıllar sonra her şey hakkında kararsı

Pinhâni

Resim
Bahar gelmiş. Baharın geldiğini içimdeki umuttan anlarım. Bahar geldiğinde, pencereden içeri gün sızar, o gün gördüğümü bilirim güneşi, günü. Sokaktaki tüm taşlar yeşil olur sanki. Yeşillik olması şart değil etrafında. Dış kapıyı açtığımda; hemen bir iki adım ötede uyuyakalmış kediye bir günlük olsun kızmam. Bir günlük barışık kalırım şehrin tüm kedileriyle. Sonra aynaya bakıp yavaşça düzeltip saçlarımı gülerek giyinirim, mutlu olduğunda şarkı söyleyerek tıraş olan babalar gibi ben de bir şarkı bulurum kendime. Sesim duvarı geçer, yavaş yavaş çıkarım kapıdan. Baharın ilk gününü yürüyerek kutlarım hep. Kaç aydır ayağımdan çıkarmadığım çizmeleri giyerek çıkarım dışarı. Hem çizmelere de bir veda etmek gerek. Önce yavaş, kulaklıkta duyduğum şarkının melodisine ayak uydurarak, yavaşça yürürüm sokakta. Sonra etrafıma bakar, insanları izlerim; yüzlerinden dertlerini, mutluluklarını okumaya çalışırım. Sonra durur, bir bank ararım oturacak. Çoğu zaman tüm banklar dolmuş olur. O zaman bulut

Mektup

Resim
Sevgili Selim; Bir insanın bir işi yapmaktan mutluluk duyduğunu görmek ne büyük zevk. Ben bunu daha çok küçükken babaannemin gözlerinde gördüm, gelecek misafir için sarma sarıyordu; ama ne zorluğundan, ne de tek başına bu işi yapmasından şikâyet eder hali vardı. O sıralar dokuz-on yaşlarındaydım sanırım – herkese doktor veyahut öğretmen olacağım dediğim zamanlar-. Bu mutluluğu bir de lisedeki edebiyat öğretmenimde gördüm; her dersi bir filmdi sanki kaçırılmaması gereken. Yıllar geçtikçe ‘ben ne olacağım’ sorusu beni daha fazla rahatsız eder hale geldi. Oysa çocukken ne kolaydı doktor olacağım diye cevap vermek. İlkokul yıllarında bir ara öğretmen olmaya karar verdim; illa ki öğrendiklerimi birilerine öğretmem gerekiyordu çünkü. Sonra ne oldu bilmiyorum, ÖSS tercihlerinde bir tane bile öğretmenlik tercihi yapmamamın sebebini hatırlamıyorum. Bir şekilde daha az istediğim bir bölümde okudum. Ama benim için olduğum yeri sevmeye çalışmak zor değildir. Bu yüzden diğer lisans arkadaşlarım