Kayıtlar

Mayıs, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mezun olmaya doğru

Okul bitiyor. İstemeyerek geldiğim ve isteyerek bitirdiğim üniversite sonunda bitiyor. Bitmesini istiyor muyum bilmiyorum. Aslında okumak yani bir nevi beleşten yaşamak ve özgür kalmak güzel. Ama sanırım üniversite bana, ben ona bir türlü alışamadık. Gerçi gidince anlaşılır her şey. Belki gidince olmayınca anlayabilirim her şeyin değerini. Şunun şurasında kaldı bir, bir buçuk ay. Bundan sonra artık mezun oluyorum(z). Sonra hayat. Tüm zorluklarıyla. Çalışmak. Belki güzel bilmiyorum. Kimi zaman güzel şeyler hayat etsem de çok yakın görmüyorum hayallerimi. Yapmak zorunda olduğum halde hiçbir şey yapmıyorum. Bilmiyorum belki de bu son bir ayı daha iyi geçirmeye çalışıyorum. İsterdim ki; şu okuldan mezun olduğumda içimde kalan daha çok insan olsun. Bilmiyorum. Bir şekilde ya ben ya da başkaları yanlış yaptı. Bu yüzden sadece birkaç kişiyi yanıma alabiliyorum. Liseden alışık olmadığımdan garip geliyor bu durum. Kimi zaman diyorum; daha yeni tanıdığım insanları daha önce tanısaydım. Ama y

ÇKL'li olmak.

Resim
19 mayıs'ta mezun olduğum lisenin pilav günü vardı. Bir iki yıl öncesine kadar geleneksel olup sonra bir süre yapılmayan, bu sene yeniden yapılmaya başlayan pilav günü. Liseye gitmeyeli uzun zaman oldu. Malum okul liseden anadolu lisesi haline getirilince bizim dönemden kalan bir tek idare oldu. Bu gibi sebepler ve zamansızlık uzun zaman koydu araya. Ama uzun zaman sonra okulu görmek güzel oldu. Her ilkbaharda olduğu gibi bu yıl da sarmış sarmaşıklar binayı. Okula adım attığımda nedense hiç mezun olmamışım gibi geliyor. Bir zamanlar herhangi bir merdiveninde koştuğumu, çardağında oturduğumu, sıralarını eskittiğimi unutamıyorum. Okul aynı bize göre yani. Yine küçük. Yine bizden. Her ne kadar artık çoğu hocamız gitse de. Okula ilk geldiğim günü, ismimi listede görüp de burayı istemediğimi ama ilk gün kayıt yaptırdığımı dün gibi hatırlıyorum. Bazı şeyler şans. Belki o gün o tercihi yapmış olmasaydım; hayatıma giren onlarca güzel insanı hiçbir zaman tanıyamayacak, çok güzel bir l

belirsiz zamanlar

Neden yazmaktan korkuyorsun? Başka adlara sığınıp kendi hikayende nefes arıyorsun. Kaçıyorsun. Kaçmak değil yaptığım diyeceksin. Bırakmak için, unutmak için gidiyorsun. Uzun zaman oldu sevmek hakkında bir şeyler yazmayalı. Yazmamaya yeminli falan olduğumdan değil, yazmak istemiyordum sadece. Yazmamak da bir türlü kaçmak değil mi? Ben de sen de kaçıyoruz, başka şekillerde ama. Sen başka bir resme sığınıyorsun. Benim yaptığımsa sesli konuşmamak, bir kağıda bile yazmamak içimdekini. Neden böyle oldu bilmiyorum. Uzak durmaya, yutkunmamaya, sana benzeyen suretlerle seni karıştırmamaya çalışıyorum. Ama tuhaf. Bilinçaltı. Rüya görüyorum. Rüya ki; gerçekle hayalin ortasında asılı kalıyorum. Tesadüf. Tesadüf nedir ki? Bir seçim mi, belki de kaderin bize bir oyunu. Farklı insanlar, farklı zamanlar, farklı beklentiler, farklı mekanlar. Belki de hepsinin tesadüf olduğuna inanmak gerekiyor. Beklemek de kalmak da aynı anda aynı şeyi düşünmüş olup aynı şeyleri yazmış olmak da bir tesadüf. Sevmek gari