Kayıtlar

Ağustos, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pentel kalemimle mutluluk

Bugünün pazartesi olması elbette bugünün güzel olmasını engellemez. Hele ki benim mutlu olmamı hiç engellemez. Bugün sabah uzun zamandır kullanmadığım çantanın, alakasız bir cebinde; uzun zamandır aradığım, en sevdiğim kalemimi buldum. Bunun sizin için bir anlamı yok biliyorum. Ama benim için anlamı mutlulukla eşdeğer. Sizin için anlamı olmamasının sebebi; henüz Pentel marka uçlu kalem kullanmıyor olmanızdan olabilir. Bundan önceki Pentel kalemimi bir final sabahı kaybetmiştim. Ardından sınavım kötü geçti. Bu pentel kaleme ilk defa Mephisto’nun kırtasiye bölümünde rastladım. Aslına bakarsanız; biraz ilkokul kullandığımız düz renk kalemlere benziyor bahsettiğim kalem. Ama kullandığımdan beri ayrılamadığım bir kalem oldu kendisi. Nedense çok az yerde satılıyor. Dediğim kaleme sadece Mephisto’da rastladım. Farklı Pentel uçlu kalem modelleri Cağoloğlu’nda birkaç kırtasiyede bulunuyor. Sitesinde diğer modellerine bakıp siz de bu dediğim yerlerden edinebilirsiniz. Bahsettiğim kalem için tıkl
Resim

yirmiağustosikibinsekiz

Bundan yaklaşık üç yıl önce bir hikaye yazmıştım. Yine yaz'dı. Sanırım ÖSS'den sonraki ilk yaz. Hikayede doğumgününde intihar eden bir kız vardı. Şimdi o hikaye nerede bilmiyorum. Ama nedense aklıma geldi. Bugün hayat bin kez daha yordu beni. Gelse de anlatsa o kız hikayesini. Dinlesem, dinlesek hep birlikte. Ardından güzel bir şarkı çalsa. Ne olur bilmem. .yirmiağustosikibinsekiz.

Büyük Siyah Balık

Akvaryumda üç büyük balık var. İkisi karıkoca birisi yabancı. Bu karıkocanın da bir sürü yavrusu var. Bir türlü sayamadım, otuz civarında olabilir. Şimdi bu yabancı balık -yani biz ona büyük siyah balık diyelim- bu karıkocanın yavrularını mideye indirdi bir iki gün önce. Bunu görmedim. Ama sabahın köründe bu mutlu ailenin, büyük siyah balığa saldırmasının başka bir nedeni olamazdı. Belki de olabilirdi. Henüz balıkların ruhlarıyla ilgili bir bilgiye sahip değilim. Önceleri büyük siyah balıktan yana değildim. Gidip pek sevimli yavruları yiyip duruyordu. Ama o sabah bu karıkocanın gidip bu masumu dövdüklerini görünce taraf değiştirdim. Türk genlerini taşıyan bir birey olarak ezilen tarafı tutmasam olmazdı. Hemen büyük siyah balığı dövmelerine müdahele ettim. Diğer iki salak çok korktular. Öyle ki; akvaryumun bir köşesine sıkışıp kaldılar. Diğer gün akvaryumdan gelen koku gittikçe arttı. Sahi akvaryumdan gelen kokudan bahsetmedim. Böyle yeni tutulmuş balık gibi kokmaya başladı akvaryum. Ak