Eskiden

Eskiden yazarak kaçardım. Yazarak kaçmak iyi gelirdi. Önceleri hep şiir yazardım, liseye kadar yazdım. Sonra karamsar şiirlerimi bırakıp düz yazıya döndüm. Eski bir arkadaşım şiirlerimde genel olarak bir konu olmadığını oradan oraya geçtiğimi söylemişti, bunu ben konuşurken de söylerlerdi. Aslında benim için bağlantı vardı, mavi rengiyle başlayıp denize gelip sonra denizin hiç olmadığı bir şehirle bitirebiliyordum yazdıklarımı. Chatgpt bile beni tanımlarken “Konu değiştirmen çok akıcı. Bu, yüksek işlem hızına, meraklı bir zihne işaret ediyor.” dedi. Belki arkadaşımın dediğinde takıldım, belki daha çok şiir okudukça gerçekten artık daha iyi şiir yazmayacağıma inancımdan dolayı şiir yazmayı bıraktım. Ama Teoman gibi geri döndüm. Şiir yazayım diye değil, gerçekten bazen öyle anlar geliyor ki, yazmasam olmuyor. Ama daha çok düz yazıyorum ya ters ya da her ne ise! Eskiden yalnız kalmayla ya da bazı anlarda olmama isteğiyle böyle baş ederdim. Bazen eski Pınar’a soruyorum ne yapardı zor anlarda, neyi seçerdi diye? Önceden kararsızlığıyla, belki pesimist olmasıyla ya da kafa karışıklığıyla daha barışık bir Pınar vardı. Sonra oyunlar büyüdü, kararlar arttı. Daha kötü, kötülüğünü anlayamadığımız insanlar çıktı ortaya. Bizim bildiğimiz kötülükler gibi değildi hatta yaptıkları. Aynı masada yemek yemiştik, birkaç gün önce evimde ağırlamıştım, doğum günü için saatlerimi harcayıp en sevdiği hediyeyi bulmaya çalışmıştım. Sonra bilerek ve gerçekten bilerek seçmişlerdi kötülüğü. Bazen empati yapıp yok bu kadar da değil diye düşünürken buldum kendimi. Bazen de benden dolayı mı diye düşündüm. Sonra da düşünmeyi bıraktım. Yaptıkları kötülükte iyilik aramaya çalıştım. O anki niyetlerine sebepler aradım. Bazen bazı olaylar sadece kötüdür, bazen bazı insanlar sadece kötüdür. Bazen iyilik yoktur yani. Aslında eskisi gibi çok da canımı sıkan konularda yazmamaya karar vermiştim. Ama şimdilik bu sözümü tutmuyorum. Belki de bu sefer yazarak kendimle dertleşiyorum. Çünkü düşünüyorum da beni benden iyi anlayan da tanıyan da yok!

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Depresyona neden girilir? Depresyondan nasıl çıkılır?

İstanbul Teknik Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Yüksek Lisansı Hakkında Birkaç Not

Kelebek, Pecs