Gri
Eskiden de her şey güzel değildi. Sadece sen güzel olan şeyleri hatırlıyorsun. Siyahlar vardı, griler vardı. Renkler olduğu gibi beyaz da vardı. Çocuklukta hatırladığın mutlu anların yanında umutsuz gözlerin, sessiz kelimelerin, söyleyemediklerin vardı. Neden şiir yazdığını, bu zorbalıklardan bu kendini bilmez insanlardan nasıl kaçtığını hatırla! Konuşmayıp kaç defter bitirdiğini, kaç kitap okuduğunu, sıkıldığın öğlenlerde yer fark etmeksizin kitabın kucağındayken uyuyakaldığını hatırla. Adaletsizliği gözü kapalı izleyenlerin bu yaşta sana adalet dersi vermesini izle. Ya da izleme Pınar. Nesini izliyorsun. Bırak kalsınlar orada, sen yürüyüş yap, koş, yeni aldığın kitabı oku. Hem çok sevmiştin Dan Brown’ı bunu hatırla. Her çizgiyi sen düzeltemezsin, sen de yamuk çiziyorsun hem. Ayrıca insanların yüzüne bakarak yalan söylemesini de dert etme. Belki senin için de susma zamanı geldi. Her şeyi anlatmaktan, her bilgini paylaşmaktan yoruldun belki de.
İnsan çocukken en iyi çözümleri buluyor. Sana iyi gelmeyenlerle konuşmadığın zamanları hatırla. Belki içine kapandığın küçük anları. Derdini anlatmaya çalışmadığın zamanları. Yazdıklarını anlamayanlara göstermediğin zamanları hatırla. Seni zamansız arayanlarla konuşma. Adaleti hele hiç bekleme. Adaletin gelmeyeceğini bil. Savaşma. Savaştığınla yorulma. Hasta olma. Önce hayır kelimesini kullanmayı evet’ten önce bil. Evet deyince de sevmeyecekler, evet deyince de iyi olmayacaksın. Evet’lerin arttıkça, verdiğin zaman artacak yalnızca. Bakmışsın sadece senden beklentisi olan bir kalabalık oluşmuş. Ve unutma bir insana verebileceğin en güzel şey zaman. Hakketmeyene zamanını verme. Sen dert bahçesi de değilsin, dinlenmediğin yerde duraklama. Zamanını ayırmayana dert yanma, beklentiye girme, bir daha da yorma ne kelimeni ne cümleni. Sadece sessizce git. Kimse bilmesin izini.
Yorumlar
Yorum Gönder