Bitmeyen hesaplarda
Artık saymaz olduk kalp atışlarını. Bıktık şarkılardan. Yok kısık, yok yüksek sesle derken, yapamadık. Olmadı. Kendi sesimizi bile duyamadık nakaratlarda. Işık az geldi. Geceye yetiştiremedik notaları. Çaldık. Şarkı bile dayanmadı. Dayadık sırtımızı adaya. Ada bizi beklemedi. Hep korkakça yaklaştık; giden vapurlara. Son kez hiçbir şey demedik yine gidenlerin ardından. Başka denizlere kaçtık. Kaçtığımızı sandık. Başka deniz yoktu oysa. İzlediklerini sandık bizi. İnsan yoktu. Adımlar hiç yoktu. Hep kandırdık insanları başka başka adlarla. Kendi ismimizi hiç bilmedik çünkü biz. Duvarlar hep dar ve çekilmez geldi bize. Oysa kimi ülkelerde duvarlar çok şey anlatırmış insanlara. Biz duvarlara baktığımızda beyaz gördük sadece. Beyazı duvarlarda bildik. Hastane kadar soğuktu duvarlar. Yorulduk şarkıların sonunda. Bağırdığımızda perdeler kapandı. Oyuncular insin dedi bir ses. Oyuncular insin. Oyuncular trene doğru koşmaya başladılar. Sahnede tren ne arar? Olsa olsa filmlerde olur bu hikaye. Belki de gerçeğin ötesinde kaldık biz. Yalnız kaldık. Tren bizi beklemeden gitmiş. Hep böyle olur ya.
Yorumlar
Yorum Gönder